Blogger tarafından desteklenmektedir.

Google Analytıcs, Google Adwords, Google Adsense Nedir, Ne işe Yarar..


Google Analytics
Google Analytics öncelikle ücretsiz bir google aracı, adwords hesabınız olmasına gerek yok (aylık sayfa gösteriminiz 5 milyon olana kadar ücretsiz kullanabilirsiniz) internet siteniz var ve kullanıcılarınızı detaylı tanımak istiyorsanız kullanabilirsiniz.

Kullanıcılarınız hakkında, yani sitenizi ziyaret eden kişiler hakkında detaylı bilgi almak cümlesi bile google analytics için çok hafif bir cümledir. Çünkü google analytics sitenizi ziyaret edenlerin genel bilgilerinin yanısıra çok daha detaylı bilgileri size verebilir. Size sitenize gelen kullanıcılar hangi sitelerden gelmiş, bir yerde reklamınızı mı tıklamış gelmiş, geldikten sonra sitenizde ne kadar durmuş, hemen çıkmış mı, peki ne yapmış siteniz içerisinde üye olmuş mu, ürün almış mı, aldıysa ne kadarlık ürün almış, peki acaba bilgisayarında vista mı kullanıyor xp mi, flash programı var mı, java kullanıyor mu, hangi ilden gelmiş, internet hızı nasıl …. ve daha bir sürü bilgiyi verebilir. Nasıl sizce de etkileyici değil mi? Müşterilerinizi bundan daha iyi tanıma yöntemi olabilir mi? Ve inanın daha birçoğunu söylemedim.

Yapmanız gereken şey çok basit aslında bir gmail hesabınız olsun ya da direkt girin http://www.google.com/analytics/tr-TR/ adresine ve kayıt olun. Daha sonra gerekli aşamaları geçtikten sonra analytics’in size verdiği kodu alıp sitenizin ana sayfasınızın kod bölümüne yapıştırarak sitenizi hemen izlemeye başlayabilirsiniz.

Google Analytics Ne İşe Yarar?

Sayfanın ortasında yer alan gri başlıklı alan Web site profili veya profillerinizi gösterir. Profil, Analytics raporlarında ne tür verilerin gösterileceğine karar veren kuralların tamamını temsil eder. Belli bir profile ait kurallar, kullanıcı erişim seviyelerini, gelişmiş yapılandırmaları ve en önemlisi, izlenmekte olan web sitesini içerir. İstediğiniz kadar profil yaratabilirsiniz. Tek bir profil genellikle tek bir etki alanına karşılık gelmekle birlikte, tek bir etki alanını izlemek için birden çok profilin kullanıldığı durumlar da vardır. Bir Google Analytics hesabı için her zaman en az bir profilinizin olması gerekir.

Web Sitesi Profilleri tablosundan istediğiniz zaman kontrol edebilirsiniz. İzleme kodunuzu yükledikten sonra “Durum” sütununda aşağıdaki ikonlardan birini göreceksiniz.

Google Adwords 

Adwords nedir ? Adwords işletme veya kuruluşların internet üzerinde online reklamlarını yapabilmesi için geliştirilmiş online reklamcılık biçimidir.Türkiye’de internet kullanıcılarının %95′i “google.com.tr ” üzerinden arama yapmaktadırlar. Bu google ve işletmeler için bulunmaz bir fırsattır.
İşletme ve kuruluşlar sattığı ürünleri ve hizmetleri veya bu bir eğitim kurumu olup eğitim veriyor olabilir, internet üzerinde birçok şekilde reklamını ve tanıtımını yapabiliyorlar, ama bunların arasından hiç kuşkusuz google Adwords Reklam‘ları diğerlerine göre çok popüler ve en çok kullanılanıdır. Google’ın Adwords ürünü haricinde yararlı ve ücretsiz birçok uygulalamasıda olduğundan her zaman ön plana çıkmıştır ve sürekli gelişim ve yenilikler adına çalışmalara devam ederek yaşantımıza yenilikler katmaktadır.
Günümüzde artık insanlar alışverişlerini internet üzerinden korkmadan yapabiliyor, çünkü eskiye oranla daha fazla bilinçlendiler, bir ürünü almaya karar vermeden önce internet üzerinden bilgi ve fiyat araştırması yapıyorlar, hangi ürün yeni, hangisi revaçta yada hangi üründe % kaç indirim var, hangi firma daha ucuz fiyat veriyor vs… bunun gibi birçok sorulara internet üzerinde yanıt arıyorlar ve elbetteki Türkiye’deki en büyük kitle arama sorgularını Google’ın Arama Motoru üzerinden gerçekleştiriyor.

İşte bu noktada Adwords reklamları ile karşılaşıyoruz, google.com.tr üzerinden bir arama sorgusu yaptığınızda Örnek resimdeki gibi karşımıza arama sonuçları çıkmaktadır, burda sarı çizgi ile çizilmiş alanın içerisindeki sonuçlar Adwords Sponsor Reklamları‘dır.


Resimde görüldüğü üzere Sorgu olarak SPOR AYAKKABI araması yapılmış ve reklamlar sonuçlarda turuncu renkli alanda 3 ayrı firma ve sağ bölümde de alt ata sıralanmış olarak görülmektedir. Google Reklamlarında sıralama Turuncu alanda 3 reklam 1.2.3.cü olarak sıralanmış ve sağdaki bölmeden 4.5.6.7.8.9.10 ve 11.ci olarak görüntülenmiştir. Herşey buraya kadar gayet basit görünsede arama yapan kişilerin görmediği ve bu reklamlar buraya yerleşmeden hangi kriterlerden geçerek buraya geldikleri ve sıralamadaki yerlerini nasıl aldıkları ?
Google’ın belli bir algoritmaya göre sıralandırma yaparak reklamları yerleştirmiş olması ve reklam verenler arasında bir rekabet ortamı olması reklam bütçelerini ve kampayalarını en iyi şekilde yapılandırarak kullanan reklam verenlerin sıralamada üst yerlerde alması bunun en basit cevabıdır. Herhangi bir kişi kurum veya kuruluş yada işletme bir ürününü veya hizmetini adwords’un online reklamları sayesinde çok rahat bir şekilde hedeflediği pazardaki kitlelere pazarlayabilir. Adwords reklamlarında kampanyalar oluşturarak yer ve bölge, dil ve saat, çalışma gününü seçebiliyoruz, hangi anahtar kelimelerle aramalarda görünebileceğimizi ve hangi kelimeye 1 Tıklama Başına Maksimum kaç TL. ödeyeceğimizi yine kendimiz belirliyebiliryoruz.
Adwords hesabımızı açtıktan sonra ilk reklamımızı vermek için Günlük Reklam bütçesi belirlememiz gerekiyor. Örneğin Günlük 20TL bütçe ayırdğımızı varsayalım. Tabiki buda aylık 20X30=600TL ye denk gelecektir.
Adwords hesaplarında her kampanya için ayrı bütçe verebiliyoruz. örneğin firmamızın günlük 50TL reklam bütçesi varsa Adwords’te buna 25TL’lik iki ayrı kampanya hazırlayabiliriz.
Google Reklamlarının çeşitleri vardır,
Google Arama Ağı Reklamları (Sadece aramalar için sonuçlarda görünür) Tıklama Başına Maliyet (TBM) ile ücretlendirilir.
Google Görüntülü Reklamlar (Display Reklam) ise Websitelerine reklam alan web site sahiplerinin belirledikleri alanlarda reklam veren kişilerin reklamları gösterilir. Bunlar resim, flash reklam ve Video reklamlardır. Bu reklam alanlarında metin reklamlarda gösterilebilir. Tıklama Başına Maliyet (TBM) ve Bin Gösterim Başına Maliyet (BGBM) olarak iki ayrı türde ücretlendirilirler.

Bir kullanıcı google üzerinde arama yapar ve eğer çıkan sonuçlarda sizin reklamlarınızı görürse bir ücret ödemezsiniz. Kişinin reklamınıza tıkladıktan ve sitenize girdikten sonra bir ücretlendirme yapar.

BGBM ile verilen bir görüntülü reklamda ise o reklam 1000 defa görüntülenmesinden sonra ücret ödenir.




Google Adsense

Google’nin en önemli hizmetlerinden biridir.Site sahipleri Google Adsense sayesinde sitelerinde Google Reklamlarını yayınlayabilir,hitine ve tıklanma oranına göre Google’dan parasını alabilir.



Şu iki servisi karıştırmayalım önce;

                                            Google Adsense : Google’dan reklam alma
                                            Google Adwords : Google’ye reklam verme

Kısacası buradan çıkardığımız sonuç Google Adsense yayıncıları,Google Adwords reklam verenlerinin reklamlarını yayınlarlar.Google Adsense yayıncıları Google’dan para alır,Google Adwords reklam verenleri hit karşılığında Google’ye para öderler.
Eğer bir web siteniz var,ve o siteden para kazanmak istiyorsanız hemen Google Adsense Sayfası‘na tıklayın.Yeni reklam yayıncıları alınmaya devam ediyor,ancak her site burada olacak diye bir kaide yok tabiki.Başvuru yaptığınız hesaplar Google Adsense editörleri tarafından incelenir,uygun bilgiler sonrası hesabınızı kabul ederler.Tabiki reddetme gibi bir durumda söz konusu.

Google Adsense’de çeşitli reklam seçenekleri vardır. Bu reklam seçeneklerine gelince ;

İçerik İçin AdSense
Burası en populer reklam seçeneğidir.Kullanıcıların bir çoğu reklamları buradan seçer.Bu bölümde gelişmiş seçenekler vardır.Örneğin tercihinize göre Görsel ya da Text reklam yayınlayabilirsiniz.Ya da ikisini aynı anda yayınlayabilirsiniz.Ayrıca Text reklamlar için kendinize özel reklam paletide hazırlayabilirsiniz.

Ayrıca buraya tıkladığınız zaman ‘Bağlantı birimi’ adında bir reklam seçeneği ile karşılaşacaksınız.Burası Google Adsense’nin açıklamasına göre sitenizle alakalı bağlantıları gösterir.Ziyaretci bu bağlantılara tıkladığı zaman içeriği birbirine yakın bir reklam menüsü ile karşılaşır.

Arama İçin Adsense
Bu reklam seçeneğinde bizzat Google’nin reklamını yapmış olursunuz.Sitenizin her hangi bir yerine Google Adsense’nin size bu reklam seçeneği ile ilgili kodu yayınladığınız zaman Google’ye özel bir palet oluşur sitenizde ve siteniz üzerinden ziyaretcilerinize küçük bir Google Arama Motoru oluşturursunuz.

Buradaki reklam seçeneğinin Google Adwords ile hiçbir alakası yoktur.Tamamen Google’nin kendi reklamıdır.Ve palet içerisinde ‘Google’ye Özel Arama’ yazısıyla karşılaşır ziyaretcileriniz.

Beslemeler İçin Adsense
Bu reklam seçeneği gayet basittir.Bir Adsense hesabınız var ise panelinizden de görebileceğiniz gibi bir ‘RSS’ iconu vardır.Bu da demek oluyor ki halk arasında ‘Sitenin basit arayüzü’ olarak bilinen RSS’lere reklam ekleyebilirsiniz.Pek yaygın olmayan bir reklam seçeneğidir.

Etki Alanı İçin Adsense
Google Adsense diyorki; Reklamları eklemek istediğiniz,kazanç elde etmek istediğiniz ve geliştirilmemiş bir özel alanınız var ise burası tam size göre.Burada basit bir kural vardır,sadece 1500 alan ekleyebilirsiniz.Alanlarınızı oluşturduktan sonra buradaki Reklam Yöneticisine ekliyoruz alanımızı ve kendimize özel reklamımızı hazırlıyoruz.

Google Adsense Kuralları

Google Adsense’nin en çok dikkat ettiği kural ‘Kullanıcıyı Reklamlara Teşvik Etme’dir.Örneğin reklamın yanında,üstünde ve ya altında ‘Lütfen Reklama Tıklayınız’ , ‘Reklama Tıklamazsanız Üyeliğiniz Aktif Olmaz’ , ‘Linkleri Görmek İçin Reklama Tıklayın’ gibisinden yazılar direkt Google Adsense’den ban sebebidir.

Geçersiz Tıklamalar : Google Adsense’nin altın kurallarından biriside budur.Reklam Yayıncısı,daha fazla kazanmak için bazı hilelere başvurabilir.Google Adsense bu hilelere kanmadığını defalarca göstermiştir ve hile yapanları sorgusuz banlamıştır.Amaç, kendileri ve Adwords yayıncısının parasını korumaktır.

Site İçeriği : Google Adsense, Mp3,VVarez,Adult gibi sitelere asla reklam vermez.Ancak adult sitelerin reklamını alır.En çokta burada eleştiri alır.

Reklam Yerleşimi : Google Adsense’nin yeni getirisi şudur ve bu sistem otomatik olarak devreye girer; bir sayfada 1 Arama İçin Adsense, 3 İçeriğe göre Adsense olmalıdır ve daha fazlası zaten kendiliğinden görünmez.
Google Adsense’nin en çok önemsediği kurallar bunlardır,ve bu kuralları
uyguladığınız taktirde bir sorun teşkil etmeyecektir.

Sitemde istemediğim reklamlar var,ya da Adult Reklamlar var bunun önüne nasıl geçerim ?

Gayet basittir.Google Adsense’nin reklam filtresi vardır ve istemediğiniz reklamları sitenizde göstermeyebilirsiniz.AdSense Kurulumu, Rekabetçi Reklam Filtresi seçeneğinden istemediğiniz reklam verenin URL’sini ekleyebilirsiniz ve bu değişiklikten 4-5 saat sonra istemediğiniz reklamlar bir daha sitenizde görünmez.

Neye göre kazanıyoruz ?

Her kelimenin kendisine göre bir değeri vardır.Google Adwords reklam verenleri kendi verdiği reklamların fiyatlarını da belirleme hakkına sahiptir.Türkçe içeriklerin pek kazandırmadığı açıkca bilinen bir gerçek.Bu yüzden Türk webmasterların İngilizce içerikli Web Sitesi kurmasının nedenlerinden biriside bu.

Birden fazla site ekleyebilir miyim ?

Evet eklerisiniz.AdSense Kurulumu > Kanallar sekmesinde sitelerinizi ekleyebilirsiniz.

Altın Kural ; '' Doğru Adres Vermek ''
Google Adsense kayıt sırasında sizden ev adresinizi isteyecektir.Burada yanlış bilgi verdiğiniz taktirde kazancınız elinize geçmeyecektir.Buradaki nedene gelince , Google Adsense hesap aktivitesi için evinize bir kart gönderecektir.Burada PIN kodu verilecektir ve bu PIN kodunu Banka Hesap Bilgileriyle birlikte eklediğiniz taktirde ödemeleriniz her ay gerçekleştirilecektir.

Sürekli kazanmanın ‘Tek Yolu’

Google Adsense diyorki dürüst olun,kural ihlali yapmadığınız sürece sürekli kazanırsınız.Ancak bilindiği üzere Google Adsense hiçbir zaman hakkını kimseye yedirmemiştir ve her zaman kurallarını katı bir şekilde uygulayıp haksız kazancı engellemiştir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Teknolojide Mobilleşme, Mobil Teknolojiler ve Geleceği, Mobil Araçların Sosyal Medyadaki Yeri ve Önemi

Sosyal bir varlık olan insan dünya yaşamında var olduğu ilk günden beri birbiriyle iletişim halinde olmuştur. Topluluklar halinde yaşayan insanlar birbiri ile iletişim kurarak yaşamını sürdürmekte ve sosyal hayat da insanların yürüttüğü iletişim faaliyetleri doğrultusunda şekillenmektedir. Diğer insanlarla ve çevresiyle sürekli etkileşim içinde olan insanın modern teknolojiler ile çok daha geniş “iletişim” imkanlarına sahip olması, bireylerin ve dolayısı ile toplumların sosyal hayatının da büyük bir değişim geçirmesine neden olmaktadır. Sosyal çevreyle iletişim kurarak toplumun bir parçası haline gelen insan, psikolojik anlamda sağlıklı bir halde kalmak için çevresi ile iletişim kurmak zorundadır. Günümüze dek yapılan tüm araştırmalar, bireyin etkili bir şekilde çevresi ile iletişim kuramaması halinde toplumdan koptuğunu ve bunun sonucunda da birçok farklı psikolojik sorunla karşı karşıya kaldığını ortaya koymuştur.

Modern toplum için iletişim, günlük hayatın bir gereksinimi ve sosyal hayattan kopması mümkün olmayan bir ihtiyaçtır. Ruhsal ihtiyaçların giderilmesi için çevresi ile iletişim halinde olması gereken insanoğlu birlikte yaşadığı insanlarla iletişim kurduğu sürece sağlıklı bir birey olmayı sürdürmektedir. Her insanın kullandığı temel iletişim aracı olan dil, ifade ve betimleme imkanı sunarak insanoğlunun birbirini anlamasını sağlar. Her insanın kendi düşüncelerini karşısındaki anlatmak ve karşısındakinin de fikirlerini anlamak için dili kullanması gerekir. Bu açıdan bakıldığında insanoğlunun kullandığı ilk iletişim aracı da dildir. Bebeklik döneminden itibaren öğrenilmeye başlanan bu iletişim aracı sayesinde insanlar toplumun bir parçası haline gelmektedir. Bilgi alışverişi yapılmasına imkan sağlayan iletişim, medeniyetin gelişmesi için de olmazsa olmazlardan biridir.

Günümüzde dünyanın diğer ucunda çalışan bir bilim adamı dahi elde ettiği bilgileri saniyeler içinde tüm dünya ile paylaşabilmekte ve böylece insanlık mirasının “ortak” olarak geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Nitekim teknoloji de tüm insanlığın ortak mirası olduğundan, modern teknolojilerin büyük bir bölümü de iletişimle gelişmektedir. Bilginin karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlayan iletişim araçlarının tamamı, insanlığın gelişimine hizmet etmektedir. Milyonlarca insanın bir arada yaşadığı günümüz dünyasında insanların her an birbiri ile etkileşim halinde olması, iletişimin de doğal hayatın bir parçası haline gelmesi demektir. Birbiriyle sürekli olarak iletişim halinde olan insanlar düşüncelerini modern teknolojiler sayesinde hızlı bir şekilde paylaşabilmektedir. Bu da bilgiye olan erişimin hızlanması manasına gelmektedir.

İnternetin her eve girmesinden sonra artık her mobil aygıtın da internete doğrudan bağlanabilmesi, modern insanın her yerden iletişim kurabilmesini sağlamıştır. Günümüz insanı mobil aygıtlarla internet üzerinden sosyal medya araçlarına saniyelerle ifade edilen bir sürede erişebilmekte ve binlerce insanla iletişime geçebilmektedir. Tüm bu gelişmelerin sosyal toplum üzerindeki etkileri hala bilim insanları tarafından araştırılmakta ve gelecekte insanoğlunun daha da hızlı iletişim araçları kullanmasının ne gibi etkiler yaratacağı incelenmektedir.

Dünya mobilleşiyor!!
Dünyanın en büyük yazılım şirketi microsoft’u inceleyelim 1975 tarihinde ABD Washington Eyaleti’nde iki üniversite öğrencisi tarafından kurulan bu yazılım devi şirket  ürünleriyle dünya yazılımında önemli bir pazar payı elde etmiştir.

Bununlada yetinmeyip dünya mobil akıllı telefonlarıda üretmek istemişsede yazılımda ki başarısını donanımda gösteremediği için kısa süre içerisinde hedeflerini değiştirmiştir. Yazılım devi şimdi en iyi bildiği işi yapıyor ve ünlü mobil şirketlerle yaptığı anlaşmalarla ürettiği yazılımları bu şirketlerin donanımlarıyla birleştiriyor.Bu birleşimden çok güzel sonuçlar elde ettiğini biliyoruz fakat Microsoft’un neden mobilleşmek isteğini düşündüğümüz zaman yazılım devine hak vermemek elde değil.

Apple’inin ilk akıllı telefonunu çıkarmasından sonra dünya çapında bir mobilleşme başlamıştır. Öyle ki Apple bile bilgisayar yazılımlarından çok tablet pc ve akıllı telefon yazılımlarına yönelmiştir.Peki bunun Apple’ye yararı ne oldu dersiniz;Apple yaptığı akıllı telefon ve tablet pc hamleleriyle şuanda kazandığı Dünyanın En Değerli Şirketi ünvanına sahip oldu.Microsoft’a büyük rakibinin gerisinde kalmamak için tablet pc ve akıllı telefon yazılımlarına yönelmiştir. Bu büyük yönelişi en iyi Windows 8 de görme şansımız var çünkü Windows 8 grafik ve tasarım olarak daha çok tablet pc ve akıllı telefonlarda kullanım kolaylığı sağlıyor.Bu iki büyük devin rekabeti bilgisayar sektöründen çok akıllı telefon ve tablet pc ye kaydığı sürece dünyanında mobilleşmemesi mümkün değil.tabiki google ‘yi ve samsung’u da unutmamak gerekir google’nin çıkardığı androin sürümlerini akıllı telefon ve tablet pc lerinde çok güzel bir şekilde uygulayan samsung dünyadaki mobilleşmenin belkide en büyük atağını yapmıştır.
Şöyle bir düşünmek gerekirse bir zamanlar bilgisayar denince ilk akla gelen şirketler şimdi akıllı telefon ve tablet pc denince ilk akla gelen şirketlere dönüştüğünü görebiliyoruz.Akıllı telefon ve tablet pc nin laptop ve masaüstü bilgisayarların popülerliğini alt üst ettiğini hissedebiliyoruz.Bilgisayar sektörü de bu rekabette yeni bir bilgisayar seçeneği oluşturdu. Bu seçenek ultrabook olarak biliniyor.En dikkat çekici özellikleri ise çok ince ve hafif olmaları buna karşın yinede mobil sektöre tam anlamıyla rakip sayılabilecek bir şeçenek olamadı.ilerleyen günler de hangi teknolojiyle karşılaşacağımız bilnmez ama şuanki durum gösteriyor ki mobil çağımız başlamıştır !!!!!!hayırlı olsun!!!!! .Mobil sektörün daha ne kadar gelişeceğini kestimek pek mümkün olmasada  ilk androinli uydunun dünya yörüngesine yerleştirileceği de bilinen bir gerçek.


Cep Telefonu İle Göz Muayenesi
Cep telefonu ile göz muayenesi Sağlık hizmetlerinin hızlanması, özellikle de erişim güçlüğü yaşanan yerlere ulaştırılmasında cep telefonlarından yararlanılabilir.

Cep telefonları son 20 yılda hızlı ve radikal bir evrim geçirdi. Başta sadece sesli görüşmeler yapılabilirken, şimdi kameradan hız ölçere bir dizi farklı sistemi de içermeyen cep telefonlarının piyasada fazla şansı yok.

Gitgide daha gelişmiş hale geldikleri için de telefonlar ciddi bir işlem gücüne de ulaştı. Hatta dünyanın başlıca teknoloji araştırma merkezlerinden Massachusetts Institute of Technology’den Profesör Ramesh Raskar’a göre, bir iki ufak değişiklikle cep telefonlarının pahalı tıbbi ve bilimsel araçların yaptıklarını yapmaları mümkün.

BBC’ye konuşan Prof. Raskar, “Bu, bilimsel cihazlara yeni bir düşünüşle yaklaşım biçimi” diyor. Buna göre cep telefonları özellikle gelişmekte olan ülkelerde, laboratuvar cihazlarının yeterince çok olmadığı alanlarda devreye girebilir. Bu da Profesör Raskar ya da Türk uzman Aydoğan Özcan gibi pek çok uzmanın çabalarını bu alana yönlendirmesine yol açıyor.

Raskar, “artık günde bir dolar geliri olan insanların bile cep telefonu var; bu akıl alır gibi değil” diyor.

Birleşmiş Milletler tahminlerine göre dünyada 5 milyar cep telefonu aboneliği var. Çoğu da gelişmekte olan ülkelerde ve Afrika’da. Buna karşılık aynı bölgelerde tıbbi cihazların dağılımı dağınık ve yetersiz. Profesör Raskar buna karşı telefonları kullanmayı öneriyor. Çıkış noktası çoğu telefonda bulunan gelişmiş ekranlar. Son iki yılda, bu cihazların çözünürlüğü altı kat artıp inç başına 300 noktayı (dpi) bulmuş.
Raskar şimdi “Refraktif Muayene için Göz Yakını Cihaz” (NETRA) dediği bir araç üzerinde çalışıyor. Telefon ekranına tutturulan bu cihaz, miyop ve hipermetrop göz bozukluklarını tespit edebiliyor. Raskar, “Cihaza bakın, size reçetenizi versin” diyor.

Ekrana takılan lensten bakan kişi, ekranda biri yeşil biri kırmızı iki çizgi görüyor. Bunlar paralel ise görüşleri normal demek. Değilse, kişi telefonun menü tuşlarına bunları denk getirene dek basıyor. Bu da gerekli olan lens ayarının bulunmasını sağlıyor.

Raskar, dünyada 2 milyarı aşkın kişinin göz bozukluğu yaşadığını, bunun dörtte birinin tedavi edilmediğini söylüyor. Halihazırda, bu sistem için Hindistan’ın Hayderabad ve ABD’nin Boston kentlerindeki hastanelerde denemeler yapılıyor. Profesör Raskar cep telefonlarının gizli potansiyelini kullanma girişimlerinde yalnız değil.

"Refraktif Muayene için Göz Yakını Cihaz" (NETRA) adı verilen bir araç üzerinde çalışılıyor

LENSİ OLMAYAN MİKROSKOP

"Refraktif Muayene için Göz Yakını Cihaz" (NETRA) adı verilen bir araç üzerinde çalışılıyor

California’daki Los Angeles Üniversitesi’nde (UCLA) Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden Profesör Aydoğan Özcan, mikroskobun yerini alabilecek bir cep telefonu üzerinde çalışıyor. Geliştirdiği Cellophone, cep telefonunun bir kaç düzenleme ile sıvı örneklerinde mikrop ve bakterileri bulmasını sağlıyor.

Özcan, sistemin hem sahada hem de küresel sağlık ihtiyaçları için kullanıma uygun olduğunu söylüyor. Bu mikroskobun geleneksel benzerlerinden en büyük farkı, lens içermemesi. Görüntüler “yazılan özel bilgisayar kodları ve rekonstrüksiyon algoritmaları” ile işleniyor.
Özcan, kan, idrar ve tükürük numunelerinin “hafıza kartı takar gibi” cep telefonuna yüklenebildiğini söylüyor. Örneği büyüten lensler ile görüntülemek yerine, cihaz, hücre ve bakterilerin gölgesini izliyor.
Özcan, mikro boyuttaki bakterilerin tanınmalarını sağlayan kendilerine has birer gölge şekli olduğunu belirtiyor. Özel bir ışık kaynağı ve telefonun kamerası ile alınan görüntüler, işlenmek için bir dizüstü bilgisayara gönderilip, sonuçlar kısa mesaj ile alınıyor.
Ama telefonların işlem gücü arttıkça, numuneleri telefon üzerinden de işleyip sonuç almak mümkün hale gelecek. Profesör Özcan şimdi sistemi sıtmaya yol açan parazitler üzerinde yoğunlaştırmış durumda ve yakında denemelere başlamayı umuyor.
BİLİM KURGU GİBİ
Özcan, cep telefonlarının son derece geniş bir platform sunduğuna dikkat çekiyor. “Bu ileri bilgi işlem olanaklarını insanların parmaklarının ucuna getirmek için harika bir fırsat” diyor.

Daha pek çok uzman da bu vizyonu paylaşıyor. Dünyanın dört bir yanında mühendisler cebe sığan laboratuvarlar geliştiriyor. Bu çalışmalar akla bilim kurgu filmlerini getirse de, uygulamaları çok yakında hayatımıza girebilir.

University College London’dan Profesör Peter Bentley, kalbin atışlarını cep telefonu ile izleyen iStethoscope programının yaratıcısı. ABD’de AgaMatrix adlı bir şirken, kan şekerini cep telefonuna takılan bir parça ile ölçen bir cihaz için Gıda ve İlaç İdaresi FDA’e patent başvurusunda bulundu. Özcan’ın Berkeley Üniversitesi’nde meslekdaşları da cep telefonuna eklenen CellScope adlı bir başka mikroskop üzerinde çalışıyor.

Profesör Raskar’a göre bu yoğun hareketlilik, sağlık alanında yeni bir dalganın habercisi olabilir. Şimdi telefonlardaki yazılım uygulamaları hayatın bir parçası; Raskar, “Yakında bu ek cihazları 1-2 dolara alıp telefonunuza takabileceğiniz dükkanlar ortaya çıkacak diye düşünüyorum.” diyor. “Bu ek cihazlarla, aldığınız sütün ya da suyun kalitesini ölçmekten tansiyonunuzu ölçmeye pek çok şey yapabilirsiniz”.


~Y.T.Ü. Öğr. Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kırcova ile Söyleşi~

Dijital dünyadaki hızlı gelişmeler sizce kullanıcıların hayatlarını nasıl etkiledi?

Dijital teknolojiler doğrudan yaşam tarzlarını etkiledi. Yeni yaşam tarzı bilinen tüm alışkanlıkları değiştirdi. Kullanıcılar internet üzerindeki sınırsız bilgi kaynaklarına kolaylıkla ulaşabilmeleri ve kolay / hızlı bir şekilde bir etkileşimde bulunabildiklerinden neredeyse bilinen bütün sosyal süreçler ve iş süreçleri değişmeye başladı. Yeni sektörler ortaya çıktı. Bununla birlikte yeni sektörler ve yeni iş yapma biçimleri ortaya çıktı. Bu noktada sizin “kullanıcılar” olarak tanımladığınız bir sosyolojik tanımlama çıktı. Dijital teknolojilerin getirdiği yeni ve çok amaçlı araçları rahatlıkla kullanabilen, kolay ve hızlı iletişim kurabilen, organize olabilen, paylaşan, birbirini etkileyen ve ağırlıklı olarak dijital mecralarda yaşayan bir kitle söz konusu oldu. Üstelik bu kitle global bir etkileşim içinde olduğundan global bir yaşam tarzından bahsetmek gerekir.

Sizce başarısız e-ticaret girişimlerinin ana sebepleri neler? 

Bunun iki farklı boyutu var. Birincisi; bilgisayar kullanımı, internet kullanımı, mobil iletişim araçların kullanımı gibi parametreler açısından gelişmeler baş döndürücü olsa da iş modelleri aynı paralelde yürümüyor. Dijital yaşam tarzlarının ihtiyaçlarına cevap veren iş modelleri ortaya çıkıyor. Bunların pazara ilk gelenleri başarılı olsa da arkasından gelen taklit modeller fazla şans bulamıyor. Doğası gereği dijital ortamlarda taklit bir iş modelinin yaratılması çok zor değil. Zira iş fikri, iş modelinin kendisinden daha önemli… İyi bir iş fikri doğru bir kurgu ile başarılı olabiliyor. Ancak yeni bir iş fikri pazara geldikten sonra onu taklit eden diğerlerinin yaşama şansı kalmıyor. Bu da iş dünyasında yoğun bir sirkülasyonu getiriyor. Dijital dünyayı besleyen en önemli kaynak yaratıcılıktır. Yaratıcı ve yenilikçi iş fikirleri ile “kullanıcılar”ın çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni iş modelleri yaratılabilir. Pazarda var olan iş modellerinin benzerini kurgulamak ise doğrudan başarısızlık yaratır. Sürekli yenilik yaratmak, yeni iş modelleri geliştirmek ve e-ticaret alanını büyütmek öyle kolay değil. İkincisi; dijital ortamda yer almak, haberleşmek, iletişim kurmak kolay olsa da e-ticaret için kredi kartı kullanmak, banka hesabına sahip olmak ve bankada para bulundurmak gerek. Türkiye ekonomisi büyüyor gelişiyor diyoruz ancak iş sadece ekonominin büyümesiyle olmuyor. Gelir dağılımının da adaletli olması gerek. Başka bir sektörden örnek vermek gerekirse Türkiye’de gelir bakımından üst gelir gruplarından aşağı doğru nüfusun % 20’si toplam otomobillerin yaklaşık % 80’ini satın almakta. Nüfusun % 80 ise kalan % 20 otomobili satın alıyor. Bu çarpıklık giderilmedikten sonra e-ticaretin gelişmesini beklemek de hayal olacaktır. Gelir daha alt gruplara doğru yayıldıkça farklı toplum kesimleri de e-ticaret platformlarının müşterisi haline gelecektir. Ancak o zaman başarısız iş modellerinin yerini başarılı olanlar alabilir. Aksi durumda toplumun belli kesimine yönelik olarak oluşturulan iş modellerini izlemeye devam ederiz. Pazar burada sıkışık olduğu için de önce gelenler şanslı olurken sonradan gelenlerin şansı kalmıyor.

Elektronik ticaret ve Mobil ticaret üzerine birbirinden başarılı yayınları olan biri olarak Türkiye’de e- ticaretin geleceğini nasıl görüyorsunuz? E-ticaret projelerini hayata geçirdikten sonra pazarlama aşamasında özellikle hangi adımlara dikkat edilmeli? 

Türkiye, nüfusu genç ve ekonomik bakımından büyüyen bir ülke… Yeniliklere açık. Tüketmeyi seven ve genç nüfusu nedeniyle dinamik ve enerjik bir ülke… Uzun yıllar süren suskunluğundan ve geride kalmışlığından bir an önce sıyrılabilmek için çaba sarf ediyor. Bu nedenle toplumun her kesiminde yeni olan her şeye karşı bir istek ve heves içinde…  İnternet erişimi ve mobil araç penetrasyonu rakamlarına bakarsanız Türkiye’nin ne kadar hızlı bir gelişme içinde olduğu görülür. Ekonomik gelişmesini gelir dağılımındaki çarpıklığı ortadan kaldırarak sürdürebilirse Türkiye tam bir e-ticaret cenneti olur. Buna paralel olarak e-ticaret iş modellerinin de giderek daha yaygın bir şekilde hayatın içinde olacağını bekleyebiliriz.

Bu noktada e-ticaret projelerinin başarısı için öncelikli olarak “ihtiyaç” kavramından hareket edilmesi gerekir. Kullanıcıların herhangi bir problemini çözen, hayatı kolaylaştıran, güçlüklerin aşılmasına yardımcı olan, eğlendiren, zaman kazandıran ya da her ne ise bir ihtiyacı karşılayan bir iş modeli yaratmak gerekir. Bu da yeni bir iş fikrini işaret eder. Sonrası ise iş dünyasının bildiği kurallarla yürütülmelidir.

Birbirinin kopyası projelerin sayısı her geçen gün artarken özgün projelerin kısırlığı sebebi sizce nedir?

Taklitçilik çok kolay, yaratıcılık ise çok zor… Bu nedenle pazara çıkan her yeni iş modelinin arkasından onlarca taklit iş modeli geliyor. Özgün proje oluşturabilmek için pazarı ve pazarlamayı çok iyi bilmek gerekiyor. Bizim iş dünyamızın en temel eksikliği genelde budur. Pazarı bilmeden öngörüye dayalı bir yaklaşımla “olsa olsa” yöntemiyle kurulan işler genellikle başarısız olmaktadır. Özgün projeler yaratmak için pazarı derinliğine analiz etmek ve “kullanıcılar”ın yaşam tarzlarını çok iyi bilmek gerekir. Aksi durumda taklit iş modelleri kaçınılmaz olacaktır.

Türkiye’deki genç nüfus ve yüksek potansiyel düşünüldüğünde gençlere verilen şans yeterli midir? Tecrübeli genç nüfustan daha fazla yararlanmak ülkemize ne gibi değerler katabilir? 

Özellikle son zamanlarda en çok duyulan kavramlar “girişim” ve  “proje” dir. Türkiye gençlerinin potansiyelini ve önemini geç de olsa kavradı. Kamuda çok sayıda kurum yeni iş fikirlerini, girişimlerini ve projeleri desteklemeye başladı. Kosgeb, Tubitak, Bakanlıklar, kadın girişimcilere sağlanan imkanlar bunun en açık göstergesi.  Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, TOBB, Ticaret Odaları benzer çabalar içinde yer almakta. Bunun sonucu çok sayıda yeni proje, çok sayıda yeni girişim ve yeni iş modeli olacaktır. Petrol, doğal gaz ve benzeri doğal kaynakları olmayan ülkemizin geleceği genç nüfusun hayatın her alanında daha fazla inisiyatif almasıyla mümkün olacaktır.

Üniversitede öğrencilerinize ve eğitimlerinizde katılımcılarınıza özellikle vurguladığınız noktalar neler? 

Türkiye birçok konuda iyi işler yapmasına rağmen kendi geleceğini planlamayı tam anlamıyla becerebilmiş değil. Her şehirde hatta her ilçede üniversite kurmasına karşın ihtiyacı olan işgücünü yetiştirmekten uzak bir eğitim sistemi var. Eğitimin kalitesi çok düşük… Rekabetsel üstünlüğe sahip olabileceği alanlarda ise ciddi açıkları var. Bu nedenle çok sayıda girişimciye ihtiyacımız var. Yeni projelere ihtiyacımız var. Bu anlamda üniversiteler yeterli değil. Üniversiteden mezun olan binlerce genç mesleğini icra edebilecek yetenek ve birikimden uzak olarak iş dünyasına çıkıyor. Ben ağırlıklı olarak öğrencilerime kendi işlerini kurmaları konusunda telkinde bulunuyorum. Türkiye’nin yeni projelere, yeni iş alanlarına, yeni girişimcilere, yeni şirketlere ihtiyacı var. E-ticaret bunu sağlamanın kolay ve hızlı yollarından birisi. Geleneksel iş modellerinin bu alanı kavraması için zaman gerekiyor. Oysa yeni yetişin nesil zaten dijital araçları, yöntemleri ve platformları bilerek büyüyor.

Son olarak yakın gelecekteki projeleriniz nelerdir?

Türkiye 2023 vizyonunda 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi belirledi. Bu ulaşılmaz bir rakam değil. Geleceğin iş dünyasında e-ticaret platformlarının çok fazla etkisi olacak. Bu nedenle iş dünyasının çeşitli sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek büyük bir Türkiye E-ticaret platform oluşturma projesi hazırlıyorum. Gerekli destek ve katılım sağlanırsa 7 gün 24 saat açık olan bir Türkiye pazarı kurulması projesinin içinde olmayı planlıyorum.

Kaynak: http://www.herturlu.org/iletisimin-hayatimizdaki-yeri-ve-onemi/#ixzz2Z7OVvkqc
http://www.teknoloji-haber.net/saglik/cep-ile-goz-muayenesi.html
www.herturlu.org
Dünya sosyal ağlar haritası

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

MEDYA PLANLAMASI

Medya Planlama Aşamaları

     Medya planlama reklam zamanının ve yerinin reklam ve pazarlama hedeflerine ulaşılmasındaki etkisini belirleyerek bu zamanı ve yeri ayarlama süreci olarak tanımlanabilir. Daha basit bir tanımlama yapmak gerekirse; medya planlama “bir markanın veya hizmetin potansiyel tüketicisine reklamı ulaştırmanın en iyi yolu nedir?”sorusuna cevap verecek bir dizi kararın alınma sürecidir.

 



Medya planlama modelindeki, her kategoriyi esas alarak 7 adımdan oluşan medya planlama aşamalarını şu şekilde ifade edebiliriz;


1.Rekabet Analizi: Rekabet analizi genel anlamda durum analizi olarak da ifade edilebilir. Burada ürünün yapısı ve bileşenleri, ürün yaşam eğrisindeki yeri, konumlandırma stratejisi analiz edilmelidir. Bu bilgiler ile rekabetin varlığı ortaya çıkmakta ve önemli olmaktadır. Rekabet olmadan reklam da olmaz, medya planlama da olmaz, marka yaratmak da mümkün değildir. Bu sebeple medya planlama yapılırken daha önce bilinen ve araştırılan pazarlama bilgilerinin medya planlamayla ilgili olabilecek kısımları rekabet analizi aşamasına aktarılır. Bilgiler tekrar tekrar üstünden geçilerek medya planlama aşamalarında işlenmelidir.
2.Hedef kitle Analizi: Hedef kitlenin kararlarını değiştirmek çok güçleşmektedir. Kararını değiştirme sürecini etkileyen birçok faktör mevcuttur.Bu sebeple medya planlama sürecinin hedef kitle analizi aşaması çok önemlidir.
3.Reklamın Bölgeselliği: Reklam kampanyasında hangi bölgedeki mecralar kullanılacaktır? Dünyanın ya da ülkenin hangi bölgesindeki ve hangi şehrindeki tüketicilere ulaşılacaktır? Kampanyada ağırlık verilecek coğrafi bölgelerin seçimi bu aşamada belirlenmektedir. Nereye yayın yapan ve hangi bölgedeki dinleyici, izleyici ve okuyucuların takip ettiği mecralar kullanılacaktır?Yüksek nüfusa sahip bölgeler doğal olarak yüksek satış potansiyeli anlamına gelmektedir. Medya planlamasında nicelik (kantitatif) ve nitelik (kalitatif) birlikte anlam kazanmaktadır. Medya planlamacı, potansiyel alıcıları düşünerek bütçeyi farklı bölgelere en etkin şekilde dağıtmalıdır.
4.Reklamın Zamanlaması: Medya planlamasının bu aşaması ile adım adım hedef kitleye yaklaşılmaktadır. Hedef kitle tanınmış, nerede yaşadığı tespit edilmiş ve sıra ne zaman ulaşılacağına gelmiştir. Bu aşamanın temel prensibi hedef tüketicilerin bu ürünü alma eğilimi içinde oldukları zamanlarda reklamın yapılmasını sağlamaktır.
5.Reklam Kampanyasının uzunluğu: Medya planlamasında belirlenen hedef kitlelere seslenilecek sürenin uzunluğu ve kısalığı bu aşamada ele alınmaktadır. Bir yıllık sürede 365 günün veya 52 haftanın ne kadarının kullanılacağı belirlenmelidir. Bu sürenin uzunluğu ve kısalığını etkileyen faktörler vardır. Bu faktörler;


6.Mecra Seçimi: Medya planlamasının bu aşamasında artık mecraların hem medya sınıfı hem de isim olarak belirleneceği ve bu doğrultuda programının çıkartılacağı aşamaya gelinmiştir. Yukarıdaki her aşama hedef kitleyle buluşacak mecraları belirlemek için titizlikle geçilmiştir. Her aşamada mecra seçimine doğrudan katkı sağlamış bilgilerin işaret ettiği medya sınıfları ve mecralar yeniden değerlendirilir.                                             Gelinen noktada medya sınıfı sorusunun yanıtı verilir. Yazılı mecralar mı, elektronik mecralar mı, geleneksel mecralar mı, görsel ve işitsel mecralar mı, açıkhava mecraları mı, yaratıcı mecralar mı yoksa kombinasyonu mu, uluslararası mı, ulusal mı, bölgesel mi, yerel mecralar mı tercih edilecek belirlenmişolacaktır. Medya çeşitleri ile ilgili yapılan sınıflandırmalardan bazılarını şu şekilde açıklamak mümkündür
7.Satın Alma ve Satın Alma Sonrası Değerlendirme: Medya planlama aşamaları mecra seçimi ile birlikte sonlanmaktadır. Bu aşamadan sonra medya satın alma sürecine geçilir. Planlanan yer ve zamanların satın alınması başka bir uzmanlık gerektirmektedir. Hedef kitleyle ürünün buluşmasını sağlamak, erişim ve sıklık gibi medya planlama kavram ve hedeflerine ulaşarak maliyet etkinliği içinde süreci yönetmek, deneyim ve profesyonellik gerektirmektedir. Medya araçlarının değişimlerini izlemek, onlarla etkili ve başarılı iletişim içinde olmak medya satın alma süreci için gereklidir. Satın almada uzun süreli belirlenen yıllık kampanyanın satın alımı ya da farklı amaçlara yönelik kısa süreli yapılan kampanyaların, kampanya bazlı anlaşmaların satın alımı söz konusu olur. Medya satın alma işi bambaşka bir disiplindir. Belirlenen medya planına uygun satın almayı bütçe sınırlılıkları içerisinde almak için indirim görüşmeleri almak, rezervasyonlar yapmak ve ödemeleri gerçekleştirmek bu süreçte gerçekleştirilir.
Pazarlama stratejileriyle başlayan, reklam stratejileriyle şekillenen ve medya stratejileriyle vücut bulan medya planının önceden planlanan, hedef ve değerlere ulaşıp ulaşmadığı, değerlendirme aşamasında ele alınır. İletişim sürecinin geri dönüşü olarak da önemli olan bu değerlendirme aşaması reklam kampanyasının başarısının karnesidir aynı zamanda. Kampanya devam ederken performansın analiz edilmesi ve belirlenen hedeflere en az sapma ile ulaşılması için her türlü revizyonlar yapılarak kampanya ya da yıllık plan sonlandırılır.
Hazırlanan medya planını değerlendirmek için aşağıdaki gibi bir liste sunmuştur.Bu liste doğrultusunda aşamanın neresinde aksayan bir nokta olmuş görebilme şansına sahip olunmuş olur.


  • Medya Hedefleri
  • Medya Stratejileri (ve Taktikleri)
  • Erişim / Frekans / GRP
  • Medya Aracı Seçimi
  • Coğrafi Ağırlıklama
  • Zamanlama ve Programlama
  • Harcama Planı
  • Yaratıcı Strateji Girdisi
  • Hesaplamalar ve Doğruluk
  • Planın Yenilikçiliği
  • Planın Yapısı

    Satış, reklam bütçesi ve coğrafi bölge arasındaki ilişkiyi kurmanın yöntemlerinden biri Marka Gelişim Endeksi (BDI - Brand Development Index)’dir. Marka gelişim endeksi reklamı yapılacak markanın hangi bölgelerde başarılı, hangi bölgelerde yetersiz olduğunu görmek ve başarısız bölgelerin medya planlama sürecine dahil ederek güçlendirilmesi içindir. BDI dışında bir başka endeks Kategori Gelişim Endeksi (CDI - Category Development Index) ise potansiyel pazarlardaki ürün kategorisinin tüm satışlarına bakar. Markanın bulunduğu kategorinin değerlendirilmesini sağlar

Marka gelişim endeksinin formülü şu şekildedir ;






Hesaplama sonucunda 100’ün altında bir rakam çıkarsa, o bölgede o kategorinin satışlarının
ortalamanın altında olduğu anlaşılır. 100’ün üzerindeki rakamlar ise, o bölgede o kategorideki ürünlerin
satışının ülke genelinden yüksek olduğu anlaşılır. Buna göre CDI değeri 100’den fazla çıkan bölgelerde
daha fazla satış potansiyeli olduğu sonucu çıkarılabilir. Dolayısıyla reklamlar bu bölgelerde daha yoğun
yapılabilir.
Marka gelişim endeksi (BDI), markanın bölgelere ve şehirlere göre satış gücünü ölçmek için
kullanılır. Eğer bir pazar, toplam nüfusun yüzde 5’ini oluşturuyorsa, markanın satışlarının da yüzde 5’ini
oluşturması beklenebilir. Eğer satışlar ve nüfus oranı eşit ise, BDI 100 olacaktır. Eğer BDI 100’den düşük
ise, satışların nüfusa oranla düşük olduğu sonucu çıkar. Eğer BDI 100’den yüksek ise, satışların nüfusa
göre daha iyi olduğu söylenebilir. Marka gelişim endeksi düşük olan bölgelerde, eğer pazarlama bileşenlerinde (üründe sorun, yanlış fiyat veya dağıtım yetersizliği gibi) sorunlar varsa önce bu sorunlar çözümlenmelidir. Sonra BDI düşük olan bölgelere iletişim desteği verilir. Kategori gelişim endeksinin marka gelişim endeksinden farkı, marka yerine markanın bulunduğu ürün kategorisinin satış gücünün değerlendirilmesidir.





Medya planlamasında hem ürün kategorisinin (deterjan gibi) hem de reklamı yapılacak markanın
(Omo gibi) hedef kitle tarafından tercihi bu iki endeksle sıralanmış olacaktır. Bu sayede hedef kitlenin
hem kategori hem de marka bilgisi ve satın alma davranışı planlamada daha sağlam mecra seçimi için kullanılacaktır. BDI ve CDI’yi değerlendirirken aşağıdaki durumlarla karşılaşılabilir.


  • Hem BDI, hem de CDI yüksek ise, bu pazarın hem marka için, hem de kategori için iyi bir satıış potansiyeli taşıdığı söylenebilir
  • BDI yüksek, CDI düşük ise, bu pazarda kategori iyi bir satışa sahip değildir, ancak marka sahiptir. Reklam yapmak için iyi bir pazardır ancak markanın satışlarının zamanla azalıp azalmadığı takip edilmelidir.
  • BDI düşük, CDI yüksek ise, bu pazar kategori için iyi bir potansiyeli temsil etmektedir. Ancak markanın satışlarının neden iyi olmadığı konusunda araştırma yapmak gerekir. Dağıtım zayıf olduğu için, reklama yeterli bütçe ayrılmadığı için, yeterli GRP ya da erişim olmadığı için olabilir. Bir cevap bulmadan bu pazarda reklam yapmak risklidir.
  • Hem BDI, hem de CDI düşük ise, bu pazar tüm markalar için risklidir. Kategorinin neden iyi bir satışa sahip olmadığı öğrenilmelidir. Bu tür bir pazar reklam yapmak için iyi bir seçim olmayabilir.


Kaynakça: http://eogrenme.anadolu.edu.tr

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Etkin SEO yapılandırması için Site Yapısı ve İçerik Optimizasyonu

Web siteniz gerek tasarımı, gerek içeriği açısından son derece doyurucu olabilir, sitenizin adresini bilen binlerce kişi tarafından ziyaretçi akınına uğruyor olabilirsiniz. Peki ya sitenizin adresini bilmeyen milyonlarca kişiyi göz ardı mı edeceksiniz? Bu hızlı başlangıç kılavuzu niteliğindeki yazımızda, arama motoru optimizasyonunun temellerini öğrenecek, sayfanızın arama motoru sonuç sayfalarındaki sıralamasını arttırmak için dikkat edilmesi gereken püf noktalarını bulacaksınız.
Başlamadan önce belirtmemiz gereken bir nokta var ki hiçbir SEO tekniği sizi bir gecede zirveye çıkarmaz. Arama motorlarında üst sıralarda SEO aracılığı ile yer almak uzun ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Kesinlikle yılmayın ve çok daha önemlisi,black hat SEO teknikleri adı verilen ve arama motorlarının kısa süre içerisinde fark edebildikleri SEO hilelerine başvurmayın. Bu teknikler size kısa süre içerisinde pozitif getiri sağlasalar da, bir süre sonra arama motorları bunu fark edecek ve sitenizi veritabanlarından kaldıracaklardır. Bunu istemezsiniz, öyle değil mi? Sakin olun, ağırdan alın, dürüst olun ve sonuç almayı bekleyin.






















301 yeniden yönlendirme birçok webmaster’ın ihtiyacını duyduğu ve kullandığı bir işlemdir. 301 yönlendirme eski sitenizi yada sayfanızı değerleri ile birlikte yeni adresinize yönlendirmenizi sağlar. Burada üzerinde durulması gereken husus 301 yönlendirme ile sayfanızın tüm değerlerini  yeni adresinize taşımış oluyorsunuz. Filtreye düşürülen sitelerde 301 yönlendirme kullanılmaması gereken bir işlemdir.Filtre yada herhangi bir ceza uygulamasının olmadığı durumlarda, sitenizdeki url değişikliklerinde yada site değişikliklerinde yeni adreslere geçişte tüm arama motorlarınca kullanılması tavsiye edilen bir işlemdir. Google’ın bu yönlendirme işlemi ile ilgili açıklamasını okumanızı tavsiye ederim. 
On page seo çalışmalarında 301 yönlendirme kullanın;
Bize gelen seo işlerinde genellikle yapılan siteler sef link yapısı ile oluşturulmayıp sayfalar genellikle news.php?id=22 şeklindedir. Daha öncesinden bu sayfalara backlink geldiği için burada yapmanız gereken işlem url yapısını seo uyumlu url yapısına çevirdikten sonra eski sayfanızı 301 yönlendirme ile yeni sayfanıza yönlendirmek olacaktır.  Bu yapacağınız işlem ile hem eski sayfanızın otoritesini ve değerini (gelen linkler vs.) yeni sayfanıza taşıyacak hemde seo uyumlu link yapısına geçmiş olacaksınız. Bu işlemden sonra sayfanızın anahtar kelimede kısa sürede yukarılara doğru yükseliş gösterdiğini göreceksiniz. Çünkü arama motorları açısından url yapısı büyük öneme sahiptir.
Gezinti çubuğuna bağlantı ekleme :
Web sitenizdeki diğer sayfalara, dış Web sitelerine veya dosyalara ya da e-posta adreslerine bağlantı sağlamak için gezinti çubuğunu kullanabilirsiniz.

Bağlantı eklemek istediğiniz gezinti çubuğunu seçin.
Biçim menüsünde, Gezinti Çubuğu Özellikleri'ni ve sonra Genel sekmesini tıklatın.
Bağlantı Ekle'yi tıklatın.

Bağlantı Ekle iletişim kutusunda, aşağıdakilerden birini yapın:

Web sitesindeki başka bir sayfaya bağlantı ekleme :

Bağla'nın altındaki, Bu belgede yerleştir'i tıklatın.
Bu belgede yer seç'in altında gezinti çubuğuna bağlamak istediğiniz sayfayı tıklatın.
Gösterilecek metin kutusuna gezinti çubuğunda görünmesini istediğiniz metni yazın ve sonra Tamam'ı tıklatın.


Gezinti Çubuğu Özellikleri iletişim kutusunda Tamam'ı tıklatın.

                   Xml - Site Haritası :


Site haritası Protokolü sayesinde bir web tasarımcısı arama motorlarını, bir web sitesindeki taranacak URLler hakkında bilgilendirebilir. Bir site haritası bir sitedeki URLleri listeleyen bir XML dosyasıdır. Bu dosya sayesinde web tasarımcıları, taranacak sayfalarının üzerinde daha fazla kontrole sahip olurlar. Arama motorlarına hangi sayfanın ne sıklıkla değiştiği, en son ne zaman güncellendiği ve sitedeki hangi sayfa diğerlerinden daha önemli, öncelikli gibi bilgileri bu dosya ile gönderebilirler. Bu yolla arama motorları web sitelerini tararken daha verimli olabilmektedirler.
Site haritanızı, kendiniz bir scriptle ya da internetteki ücretsiz araçlarla oluşturarak sitemap.xml adıyla ana klasörünüze koyabilirsiniz.
Bu dosyanın ana klasörünüzde olması önerilir. Eğer yeri açıkça belirtilmemişse arama motorları ilkin ana klasörünüzde sitemap.xml dosyasını ararlar. Site haritanızı sitemap.xml adıyla ana klasörünüze koyarak henüz bilmediğiniz başka arama motorlarının da sitenizi keşfetmesini kolaylaştırmış olursunuz.
Flash tabanlı içerik ekleme :

Sayfa görünümünde, belge penceresinin altındaki Tasarla  düğmesini tıklatın.
Ekle menüsünde, Resim üzerine gelin ve Flash Biçiminde Film'i tıklatın.
Macromedia Flash dosyasını bulup tıklattıktan sonra Ekle'yi tıklatın.
Animasyonlu Flash içeriğini görüntülemek için Sayfa görünümünde, belge penceresinin alt kısmındaki Önizleme  düğmesini tıklatın.
Web sitenize Microsoft FrontPage'deki Klasör Listesi'nden veya Microsoft Windows Gezgini'nden bir dosya sürükleyerek de Flash tabanlı içerik ekleyebilirsiniz.
Web sayfanıza köprü ekleyerek de bir Flash dosyasına bağlantı yapabilirsiniz.
Site ziyaretçilerinin Flash tabanlı içeriği görmeleri için, Macromedia Flash Player yüklemiş olmaları gerekir.
Erişebilirlik :
Web sitenizi planlarken, aralarında engelli kullanıcıların da bulunduğu geniş bir ziyaretçi yelpazesinin sitenize erişebilmesi için neler yapabileceğinizi düşünmeniz önem taşır. Microsoft Publisher, bilgisayarı erişilebilirlik araçları yardımıyla kullanabilen engelli kişilerin Web sitenize daha kolay erişebilmesini sağlamak üzere çeşitli özellikler sunar.

404 (Bulunamadı)
Bulunamadı hataları hakkında :

Google, bir sayfadan bir başkasına giden bağlantıları izleyerek içeriği keşfeder. Genellikle sayfayı sildiğiniz, yeniden adlandırdıktan sonra eski URL'yi yeni bir sayfaya yönlendirmediğiniz veya bağlantıda bir yazım hatası yaptığınız için, Googlebot var olmayan bir sayfayı ziyaret etmeyi denediğinde Bulunamadı durum hatası (genellikle 404 HTTP durum kodu) döndürülür.

Bulunamadı hatalarını çözme
Genellikle, 404 hataları sitenizin Google'daki sıralamasını etkilemez ve bunları, güvenli bir şekilde yok sayabilirsiniz. Bunlar çoğunlukla yazım yanlışlarından, yanlış yapılandırmalardan (örneğin, bir içerik yönetimi sistemi tarafından otomatik oluşturulan bağlantılar nedeniyle) veya Google'ın, JavaScript gibi katıştırılmış içerikteki bağlantıları tanımaya ve taramaya yönelik yapmış olduğu daha fazla çalışmadan kaynaklanır.

Geçersiz bağlantıların geldikleri yerleri görmek için URL'yi tıklayın. Hata iletişim kutusunda, Bu sayfalardan bağlantı verildi sekmesini tıklayın. Bağlantılar kendi sitenizden geliyorsa, bunları düzeltin veya silin. Harici bir siteden geliyorlarsa, bu verileri sitenizin kullanıcı deneyimini iyileştirmeye yardımcı olması için kullanabilirsiniz. Örneğin, geçerli bir URL'nin yanlış yazılması (www.example.com/awesome yerine www.example.com/awsome) muhtemelen bir kişinin sizinle bağlantı oluşturmak isteyip bir yazım yanlışı yaptığında ortaya çıkar. Bir 404 hatası döndürmek yerine, yanlış yazılan URL doğru URL'ye 301 yönlendirebilir ve söz konusu bağlantıdan istenen trafiği yakalayabilirsiniz. Ayrıca, kullanıcıların sitenizde 404 kodlu bir sayfaya geldiklerinde "404 Bulunamadı" iletisini bulmaları yerine aradıkları sayfayı bulmalarına yardımcı olabilirsiniz. Ancak bu, yalnızca yanlış bağlantı önemli ölçüde trafik oluşturuyorsa çabanıza değecektir.

Yanlış bağlantıya sahip bir sitenin web yöneticisiyle iletişim kurup bağlantıyı güncellemesini veya kaldırmasını da isteyebilirsiniz.

404'ler web'in tamamen normal (ve birçok açıdan istenen) parçalarıdır. Sitenize ilişkin her bağlantıyı denetleyebilmeniz veya Web Yöneticisi Araçları'nda listelenen tüm 404 hatalarını çözebilmeniz pek mümkün değildir. Bunun yerine, sıralamanın en üstündeki sorunları kontrol edip mümkünse bunları düzeltin ve işinize devam edin.

 404.html Sayfası Nasıl yapılır ?

KOD DÜZENLEME PROGRAMINIZ YOKSA :
Masaüstü veyada herhangibir klasöre girip, Sağ Tuş > Yeni > Metin Belgesi > diyip içine girip gerekli kodlarımızı koyup > üst menüden ” dosya ” ve ” Farklı Kaydet ” diyip dosya ismini 404.shtml şeklinde girerseniz 404 sayfanızı oluşturmuş olursunuz.

404.shtml dosyasına yönlendirme kodu koyup anasayfaya nasıl yönlendirebiliriz. ?

<meta http-equiv=”refresh” content=”5;URL=http://SİTEADRESİNİZ.COM“>


( 5 yazan yer 404 sayfanıza girince kaç saniye sonra o adrese yönlenmesini istiyorsanız süresini ona göre ayarlayabilirsiniz. )


404 hata sayfası yapımı:

Bu yazımda 404 hata sayası nasıl yapılır ondan bahsedeceğim .Bedava hostinglerde genelde 404 vb sayfalarda reklama yönlerdiriyor buda tabi kullanıcıları acayip bi şekilde sinir ediyor ( En azından beni ) :) Mesele türkçe 100mb hosting sağlayan ogameclub
gibi ( ogameclubın sitesindeki anlatımım ve yorumlar ) yada ücretli hostinglerde direk sayfa bulunamadı hatası geliyo ziyaretçinin o olmayan sayfaya arama motorundan geldiğini düşünürsek tabi aynı anda çıktığınıda düşünürüz. Aynı zaman googleda böyle bulunamadı gibi hata sayfalarınıda sevmez. Şimdi size anlatcaklarımla kendize güzel bi hata sayfası yapabileceksiniz ===>

İlk önce bir tane .htaccess dosyası oluşturcaksınız ve içine altakileri yazcaksınız. Eğer bir .htaccess dosyanız varsa kodları en altına eklemeniz yeter. Ama dikkat edin bazi ftp programları .htaccess dosyalarını gönsermiyor en iyisi panelin ftp sinden halletmeniz bu işi.


ErrorDocument 400 /hata.html
ErrorDocument 401 /hata.html
ErrorDocument 403 /hata.html
ErrorDocument 404 /hata.html
ErrorDocument 500 /hata.html



Bu oluşturduğumuz .htaccess dosyasınızıda ftp nizin ana dizinine atıyoruz bir de yanın da hata.html adında bir dosya oluşturuyoruz eğer html bilginiz varsa içini kendiniz doldurabilirsiniz.

Google Adwords Nasıl Kullanılır:



AdWords'ü diğer reklamcılık türlerinden ayıran birkaç önemli nokta vardır. AdWords'ü kullanarak:
Örnek
Bursa yakınlarında bir pastane işlettiğinizi varsayalım. Reklamınızı yalnızca o bölgedeki müşterilere görünecek şekilde ayarlarsanız, orada yaşayan veya tatil yapan biri Google'da "Bursa yakınlarında vişneli kek" anahtar kelimesiyle arama yaptığında, reklamınızı görebilir ve işletmenizle iletişime geçmek için reklamı tıklayabilir.
Kullanıcılara, tam da sunduğunuz ürün veya hizmetler için İnternet'te arama yaptıkları anda ulaşabilirsiniz
Reklamınız, halihazırda sizin sunduğunuz türde ürün ve hizmetleri arayan kullanıcılara gösterilir. Dolayısıyla, söz konusu kullanıcıların işlem yapma olasılığı daha yüksektir.
Reklamınızın hangi web sitelerinde ve hangi coğrafi alanlarda (eyaletler, şehirler ve hatta mahalleler) görüneceğini seçebilirsiniz.
AdWords, ABD'deki İnternet kullanıcılarının %80'ine erişmektedir. Bu büyük bir kitledir.
Bütçenizi kontrol edebilirsiniz
Tıklama başına maliyet teklifi ile, reklamınız gösterildiğinde değil, yalnızca kullanıcılar reklamınızı tıkladığında ücretlendirilirsiniz. Kullanabileceğiniz çeşitli teklif seçenekleri vardır.
Aylık olarak ne kadar harcamak istediğinize karar verir ve hiçbir zaman bu tutarın üzerinde ücretlendirilmezsiniz.
Minimum harcama taahhüdü yoktur.
Reklamınızda tam olarak nelerin işe yaradığını öğrenip bunları temel alabilirsiniz
Reklamınızın nasıl performans gösterdiği (reklamınız sayesinde kaç yeni müşteri işletmenize bağlandı, bu müşteriler nerelerden geliyor ve diğer ayrıntılar) ile ilgili raporu inceleyin.
Reklamınızı düzenleyip iyileştirmek ve işletmenizle iletişime geçen potansiyel müşterilerin sayısını artırmak için AdWords araçlarını kullanın.

Kolayca kullanmaya başlayabilir ve kolayca duraklatabilir veya durdurabilirsiniz. Herhangi bir koşul yoktur.

SEO Nedir?

Search Engine Optimization (Arama Motoru Optimizasyonu) arama sonuçları üzerinde hedeflenen arama kelimelerde arama yapıldığında üst sıralarda yer almak için yapılan bir dizi işlem için verilen genel addır. Arama sonuçlarında ikinci ve üçüncü sayfada yer almak size pek bir getiri sağlamaz, zira pek çok kişi, arama sonuçlarının ilk sayfasında beliren sonuçlardan tatmin olurlar. Genel olarak herkes, hedefledikleri anahtar kelime için yapılan aramaların sonuçlarında birinci sayfada, hatta birinci sayfanın ilk sırasında yer almayı ister. Ancak bunu başarmak için sitenizi optimize etmeniz ve ona uygun olarak kodlamanız gerekmektedir.

Doğru Anahtar Kelimeleri Seçme

Doğru Anahtar Kelimeleri Seçin

Doğru anahtar kelimeleri seçmek, sitenizin içeriğine göre değişmekle birlikte ya çok kolaydır ya da son derece dikkatli olunması gereken bir süreçtir. Genel olarak herkesin arayabileceği anahtar kelimelerden kısa vadede kaçınmanız gerekebilir zira bu anahtar kelimeler için iyi sıralara gelmek oldukça zordur, ancak imkansız değildir. Anahtar kelimelerinizi gerektiği kadar keskin sınırlarla belirlemeniz önerilir. Örneğin, İzmir’de faaliyet gösteren bir ayakkabı dükkanınız var ise hedeflemek isteyebileceğiniz anahtar kelimeler “ayakkabı izmir” ya da “izmir ayakkabıcı” olmalıdır. Genel olarak “ayakkabı” ya da “ayakkabıcı” anahtar kelimeleri için optimizasyon yapmanın size pek bir getirisi olmayacaktır.
Anahtar kelimelerinizi araştırın. Hangilerinin çoğu İnternet kullanıcısı tarafından aranacağını bilin ve çalışmalarınıza o noktadan başlayın.
İçeriğe Odaklanma

İçerik daima birinci sırada gelir. Sitenizin konusu ne olursa olsun, ziyaretçilerinizi sitenizde tutabilmek için kaliteli ve doyurucu bir içeriğe sahip olmanız gerekmektedir.
Kaliteli ve sitenizin konusu ile alakalı içeriğe sahip olmak, SEO’nun en önemli alanlarından birisidir. Okurlarınıza anlamlı gelecek bir içeriğe sahip olmanız gerekmektedir. İçeriğiniz, ziyaretçilerinizi tatmin edebilmeli ve bu sayede onların sitenizi tekrar tekrar ziyaret etmesini sağlamalısınızdır.
Orjinal bir içeriğe sahip olmak çok önemlidir. Bir başka sitedeki içeriği kopyalayıp, içerisine hedeflediğiniz anahtar kelimeleri serpiştirerek başarılı olabileceğinizi zannetmeyin. Çok ama çok fazla orjinal içeriğe ihtiyacınız vardır. Eğer insanlar “web tasarımı” için arama yapmışlar ve bunun üzerinden sitenize gelmişlerse, sitenizde web tasarımı ile ilgili bir içerik görmeyi bekleyeceklerdir. Sayfanızın içeriğine alakalı anahtar kelimeler serpiştirmeyi ihtimal etmeyin. Ancak haddinden fazla ve herhangi bir anlam ifade etmeyen anahtar kelimeleri de kullanmaktan kaçının. Anahtar kelimeleriniz doğru miktarda, konumda ve yoğunlukta olmalıdır. Gerektiğinden fazla anahtar kelime kullanmanız durumunda bu arama motorları tarafından “spam” olarak algılanacak ve siteniz mimlenerek veritabanlarından kaldırılacaktır.
Orjinal içerik kadar düzenli aralıklarla güncellenen içerik de çok önenlmidir. Taze içeriğe sahip web sitesi daha çok ziyaretçi çekeceği gibi, arama motorlarının sitenizin içeriğini arşivlemesi için gönderdikleri “bot”lar da bundan hoşnut kalacaktır zira kendilerine arşivlenecek yeni bir içerik sunmuş olacaksınızdır. Ancak sitenizi sırf güncellemiş olmak için de güncellemeyin. Botlar, güncellemelerinizin site içeriğinin geneline katkı sağlamadığı sürece sitenizi yeniden arşivlemek istemeyeceklerdir. Sadece ziyaretçilerinizin hoşuna gidecek yeni bir içerik verdiğiniz sürece sorun yok.

Doğru Alan Adı Seçimi
Hedeflediğiniz anahtar kelimeleri içeren bir alan adı kullanmak size zaman kazandırır.
Hedeflediğiniz anahtar kelimeleri içeren bir alan adı kullanmak size zaman kazandırır.
Aslında bu işin zor kısmıdır. Eğer mümkünse, web sitenizin yer aldığı alan adı içerisinde hedeflediğiniz anahtar kelimelerden bazılarının yer aldığından emin olun. www.webtasarimizmir.com alan adı, arama motorlarının gözünde, www.firmaismi.com alan adından daha değerli olacaktır. Ancak doğru anahtar kelimeleri içeren bir alan adı almak zordur ve bu alan adını bulduğunuzda da, firmaismi.com alan adına kıyasla daha çirkin bir görünüme sahip olacaktır. Ancak buna rağmen alan adınızda hedeflediğiniz anahtar kelimelerin yer almasının SEO açısından çok yüksek miktarda önemi vardır.

Güzel URLler Kullanma
Hem insanlar hem de makineler tarafından okunabilir URLler kullanın.
Hem insanlar hem de makineler tarafından okunabilir URLler kullanın.
Parametrelerin bir istek dizisi (query string) kullanılarak aktarıldığı URL şemaları, arama motorlarının sitenizin içeriğini arşivlemelerini zorlaştıracaktır. Daha da önemlisi, URL’nin bir parçası olarak “session ID” kullanmak kesinlikle kaçınmanız gereken bir unsurdur. Oturum kimlik numarası olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz session IDleri, site her ziyaret edildiğinde değişir ve bu da, sitenizde aynı içeriğe sahip olan web sayfaları için farklı adreslerin belirmesine yol açar. Bunun sonucunda da arama motorları, farklı adresler altında aynı içeriğin yer alması sebebiyle sitenizi spam olarak mimleyebilir ve bunun sonucunda da arama motorlarının veritabanından kaldırılabilirsiniz. Bu konuya daha sonra değineceğiz.
Hem insanlar tarafından hem de botlar tarafından okunabilir URL şemalarını tercih edin. http://www.firmaadi.com/index.php?cat=yazilar&yil=2009&ay=09&ad=ayakkabi yerinehttp://www.firmaadi.com/yazi/2009/09/ayakkabi/ türünde anlaşılması daha kolay bir şema tercih etmenizi öneririm. Ayrıca URL şemalarını hazırlarken, ay ve yıl gibi tarih belirten gereksiz elementlerden de kaçının.http://www.firmaadi.com/yazi/2009/09/seonedir/ yerinehttp://www.firmaadi.com/seo-nedir/ benzeri bir URL şemasını tercih etmelisiniz.

Alakalı Sayfa Başlıkları Kullanma
Site içeriğinizi özetleyen başlıklar kullanın.
Site içeriğinizi özetleyen başlıklar kullanın.
TITLE etiketleri arasındaki metin – tarayıcı penceresinin en üstünde görülen başlık metni bir sayfanın en önemli elementidir. Aslında bir adım daha öteye gidip sayfanızın içeriğinden sonra gelen en önemli element olduğunu bile söyleyebilirim.
Her bir sayfadaki başlığın içerik ile alakalı anahtar kelimeleri içerdiğinden emin olun. Başlık yapısının nasıl olması gerektiğini merak ediyorsanız, Sayfa Başlığı -> Site Adı sıralamasına sahip bir başlık, Site Adı -> Sayfa Başlığı sıralamasına sahip bir başlığa oranla daima daha çok tercih edilir. Başlığın mümkün olduğu kadar kısa olması gerektiğine inanmayın ancak öte yandan da çok uzun başlık olmaktan kaçının. 60 karakter civarında bir başlık yeterli olacaktır.
Ayrıca başlık metninde kullanacağınız anahtar kelimeleri seçerken, aşırıya kaçmaktan kaçının. Eğer arama motorları sayfa başlığında çok fazla sayıda anahtar kelime görürse, bir süre sonra sitenizin mimlenerek veritabanlarından kaldırıldığını göreceksiniz. Unutmayın, başlık metni, arama motoru sonuç sayfalarında görünen başlıktır. Spam yapıyor gibi görünmeden mümkün olan en fazla miktarda bilgiyi başlığınız üzerinden vermeye çalışın.

Meta Elementlerini İyileştirme

Meta elementleri her ne kadar eskisi kadar önemli olmasa da kullanmakta sakınca yoktur.
Sayfalarda kullanılan meta elementleri eskiden günümüze oranla çok daha fazla bir öneme sahipti. Ancak bu alan spamcılar tarafından kullanılmaya başlandığında, arama motorları bu kısma eskiden olduğu kadar önem vermemeye başladılar.
Bunu söylemiş olmakla birlikte, meta description (açıklama) elementini girmenin herhangi bir zararı yoktur. Bu metin, sitenizin tanımlanmasında kullanılır. Bu metni 200 karakter ile sınırlandırmaya çalışın, içeriğini sade tutun, dilbilgisi açısından hatasız olmasına özen gösterin ve alakalı anahtar kelimeleri içermesini sağlayın. Son olarak bu açıklama alanının her sayfada özgün olduğundan emin olun.
Sayfa Altyapısını Optimize Etme
Sitenizdeki içeriği bölümlendirin ve ona uygun şekilde kodlayın.
Sitenizdeki içeriği bölümlendirin ve ona uygun şekilde kodlayın.
Anahatlar (layout) siteden siteye değişkenlik gösterir. Yan çubuğun (sidebar) ve gezinti elementlerinin (navigasyon – navigation) konumu da zira o şekilde. Ancak çekirdek kodlamanın kendisine geldiğimizde site içeriğini body etiketine mümkün olduğu kadar kısa tutmanız önerirlir. Eğer diğer elementler içerikten önce kodlanması gerekiyorsa, CSSkullanarak onu içerikten önce konumlandırmaya çalışın, kodu içerikten önce yerleştirerek değil.
Altlıklar (footer) sitenizdeki diğer içeriklere link vermek için kullanabileceğiniz mükemmel bir alandır. Altlık kısmını kesinlikle görmezden gelmeyin. Son yazılarınıza, popüler yazılarınıza altlık üzerinden link verin. Bunu söylemiş olmakla birlikte, altlık kısmını birer link cenneti olarak düzenlemekten kaçının.
Uygun Etiketleri Kullanın
Her HTML etiketi bir amaca hizmet eder.
Her HTML etiketi bir amaca hizmet eder.
Bir web sitesini kodlarken doğru etiketleri kullanın. Heading (başlık) etiketleri (H1, H2,H3, H4, H5, H6) genellikle kullanılmaz ancak bu yanlıştır. İnsanlar genellikle genel divetiketlerini kullanarak sitenin önemli alanlarını belirlerler. Bu yanlıştır. Sırf kodun kendisine bakarak başlık etiketleri, sayfanın hiyerarşisini anlamamıza yardımcı olur ve bu botlar için de geçerlidir. H1 etiketini yazının başlığını belirlemek, H2 etiketini ise o başlığın altındaki diğer tüm alt başlıkları tanımlamak için kullanın.
Eğer yazılarınıza bazı kodları dahil edecekseniz, pre etiketini kullanın. Eğer yazınızın içerisinde bazı alanları vurgulamak istiyorsanız, onları koyu olarak belirtin (strongetiketi). Botlar, vurgulanan metinleri, metnin geri kalanına oranla daha fazla dikkate alırlar, tıpkı biz insanların bir sayfaya ilk baktığımızda vurgulanan metinleri algıladığımız gibi. Her zaman olduğu gibi bunu da ölçülü kullanın. Spam yaptığınız için mimlenmek istemezsiniz.

Doğru Linkler Kullanma

Link oluştururken, “buraya tıklayın” tarzı bağlantılardan kaçının. Bu bağlantılar SEO dostu değillerdir. Link verdiğiniz sayfanın başlığını ya da konusunu, link uygulanan metne dahil etmeye çalışın. Bu aslında kulağa geldiği kadar zor değil. Örneğin, “yazının devamı” yerine “SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) Nedir, Nasıl Yapılır yazısının devamı” şeklinde bir bağlantı verebilirsiniz. Bu tip linkler vermek çok zamanınızı almadığı gibi, SEO açısından oldukça getirisi vardır.
Sitenizdeki bir sayfaya link verirken, anchor metninin mümkün olduğu kadar odaklı olmasına özen gösterin. “Portfolyo” kelimesi “Çalışmalarım” kelimesinden çok daha önemlidir. Çalışmalarım her ne kadar daha ilgi çekici olsa da, portfolyo kelimesinin SEO açısından daha fazla değeri vardır.
Site İçi Link Verme
Site içi link vermekten kaçınmayın.
Site içi link vermekten kaçınmayın.
Sitenizdeki sayfalara link vermekten çekinmeyin. Eğer sitenizdeki sayfa sayısı azsa, tüm sayfalara sitenizdeki gezinti çubuğu kısmından link verebilirsiniz. Ancak çok miktarda sayfanız varsa, o zaman sadece ana kategori sayfalarını menünüze ekleyebilir, diğer sayfalara ise kategori sayfalarından link verebilirsiniz. Nasıl yaparsanız yapın, sitenizdeki sayfalara linkler aracılığı ile ulaşılabildiğinden emin olun.
Örneğin, sitenizde en çok okunan yazıların yer aldığı bir kutuyu her sayfaya ekleyebilirsiniz. Bu sayede SEO’nun gerektirdiği site içi linklemeyi yapabildiğiniz gibi, ziyaretçileriniz de sitenizdeki en popüler yazılara kolayca ulaşmış olurlar. Bu sayede onları da sitenizde tutabilmiş olursunuz.

Sitenizi Erişilebilir Yapın

Sitenizi daima insanlar için tasarlayın, makineler için kodlayın.
Arama motorlarının sitenize ziyaretçi göndermek için varolduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bunun anlamı, sitenizin ana hedefi insanlar olmalıdır, bu sebeple de sitenizin tasarımını ona göre şekillendirin.
Sitenizdeki tüm görsellere alt özniteliklerini dahil etmeyi unutmayın. Bu sadece doğru kodlama açısından dikkat etmeniz gereken bir unsur olmakla kalmaz, ayrıca iyi bir pratiktir de. Eğer uygunsa, alt özniteliğine bazı anahtar kelimeleri serpiştirmeyi ihmal etmeyin. Arama motorlarının resmi insanlar gibi “göremediğini” ve bu sebeple de alt özniteliğinde belirttiğiniz metne bakarak resmin içeriğini anlamaya çalıştığını unutmayın. Kullanacağınız anahtar kelimeler onların bu görsellerin uygunluğunu anlamalarına yardımcı olduğunu unutmayın. Yine her zaman olduğu gibi, anahtar kelimelerinizi ölçülü kullanın. Sade ve basit olsun.
Ayrıca içeriğinizi JavaScript ve Flash ardına da gizlemeyin lütfen. Arama motorları bu tip içeriği göremezler. Arama motorlarının gözünde de bir içeriğiniz olmadığı sürece, sitenizin tüm genel amacı suya düşmüş olur. Bundan mümkün olduğu kadar kaçının.

Kopya İçerikten (Duplicate Content) Kaçının

Google vb arama motorları duplicate content konusunda çok hassastır.
Google aynı site içerisinde aynı içeriğe sahip farklı sayfalar barındıran sitelere karşı çok katıdır ve bu tip siteleri gözünü kırpmadan cezalandırır. Bu, ilgili içeriğin ister aynı, ister farklı alan adları olması durumunda da geçerlidir. Eğer tümüyle birebir aynı içerik farklı sayfalar üzerinde yer alıyorsa, Google tarafından arşivine en son dahil edilen web sitesi cezalandırılır.
Ayrıca sitenizdeki her sayfada aynı içeriği kullanmaktan kaçının. Sitenizin footer kısmında kullandığınız metin elbette her sayfada tekrar edecektir ancak bu kısım başlı başına bir makale olacak kadar uzunsa o zaman sitenizin geneli cezalandırılır.
Son olarak, siteniz farklı adresler üzerinde yazıcı dostu olarak tabir edilen tasarıma ancak aynı içeriğe sahip siteler barındırıyor olabilir. Bu gibi durumlarda robots.txt dosyasını kullanarak bu tip dosyalara erişimi engelleyin.

Robots.txt Kullanmak
Robots.txt dosyasını kullanarak sitenize arama motorlarının erişimini kısıtlayabilirsiniz.
Robots.txt dosyasını kullanarak sitenize arama motorlarının erişimini kısıtlayabilirsiniz.
Sitenizin farklı kısımlarına erişim imkanı vermek ya da bu kısımlara arama motorlarının erişimini engellemek için robots.txt dosyasını kullanın. Tek yapmanız gereken bir robots.txt dosyası oluşturmak ve bu dosyayı sitenizin kök dizinine yerleştirmek. Ardından ilgili dosya içerisinde belirttiğiniz tüm kurallara arama motorları dikkat edecektir.
robots.txt dosyası salt metin tabanlı bir dosya olmasına rağmen yapabildikleri açısından oldukça güçlüdür. Bu dosya aracılığı ile sitenizdeki belirli bir klasör altındaki tüm dosyalara arama motorlarının erişimini engelleyebilir, ya da sadece belirli arama motorlarını engelleyebilirsiniz. Bu konu hakkında daha detaylı bir yazıyı ilerleyen günlerde yayımlayacağız.

Site Haritası Oluşturmak

Site haritaları (sitemap), sitenizin derinliklerinde kalmış içeriğin arama motorları tarafından ulaşılabilmesini sağlar.
Site haritası (sitemap) adı verilen dosyalar, sitenizdeki tüm sayfaların adreslerinin yer aldığı metin tabanlı bir dosyadır ve arama motorlarının sitenizdeki linkler aracılığı ile erişmesinin mümkün olmadığı sayfaların var olması durumunda kullanılır. Ziyaretçileriniz için HTML tabanlı bir site haritası ve arama motorları için de XML tabanlı bir site haritası oluşturmanız önerilir. Eğer mümkünse de bu her iki dosyaya site üzerinden link vermeniz tavsiye edilir.

Frame Kullanmaktan Kaçınmak

Frame (Çerçeve) kullanmayın, kullandırtmayın.
Bunun ne kadar önemli olduğunu size anlatamam: çerçeveler (frame) kötüdür. Hem web geliştiricileri için hem de SEO açısından frame kullanımının hiçbir faydası yoktur. Frameler içerisindeki içerik genel olarak arama motorları tarafından algılanamazlar.
Daha da önemlisi, eğer çerçeve içerisindeki sayfalardan birisi arşivlenirse, o sayfaya arama motorları üzerinden gelen bir kişi, o sayfayı içeren çerçevelerden oluşan sayfayı göremeyeceğinden, sitenizin içerisinde gezinmesi oldukça zordur. Kesinlikle ama kesinlikle kullanmanız gerekmediği sürece frame kullanmayın.

Gereksiz Kod Kullanmaktan Kaçınmak
Gereksiz HTML kodu kullanmaktan kaçının. Sitenizin kaynak kodunda HTML kodundan çok içerik olmalı.
Gereksiz HTML kodu kullanmaktan kaçının. Sitenizin kaynak kodunda HTML kodundan çok içerik olmalı.
Bununla iki şeyi kastediyorum aslında. İlki, JavaScript ve CSS dosyalarınızı ayrı dosyalar altında tutun ve sayfanız üzerinden o dosyaları çağırın. Arama motorlarının gönderdiği örümceklerin bu kodlarla hiçbir işi olmaz, bu sebeple de bu kodları sayfanızın çekirdek kodundan kaldırmanız önerilir.
Sunumsal kod kullanmaktan da kaçının. Bu sadece SEO açısından önemli değildir, ayrıca iyi bir pratiktir de. HTML kodunuz site içeriğinin nasıl görüntülenmesi gerektiğine dair herhangi bir kod içermemelidir ve yine aynı şekilde botların da bu kodlarla herhangi bir işi olmaz. Sitenizin sunumuna, tasarımınına, görünümüne dair tüm kodları CSS üzerine yerleştirin ve HTML kodunuzu mümkün olduğu kadar içeriğe odaklayın.

Sadece Flash Tabanlı Menü Kullanmayın
Flash dosyalarının içeriği arama motorları tarafından arşivlenemez.
Pek çok tasarımcı ve geliştirici bu kuralı gözardı etmektedir. Arama motorları flash içerikleri üzerinden diğer sayfalara geçiş yapamazlar ve sitenizin menüsü sadece flash tabanlı ise, o zaman arama motorları da ana sayfanız dışında başka hiçbir sayfayı tarayamazlar.
Eğer sitenizin tamamı flash tabanlı ise, o zaman sitenizin metin tabanlı bir sürümünü de barındırmak ve ona ana sayfa üzerinden link vermeniz yerinde olur. Bu sayede arama motorlarının gezinebileceği ve içeriğini arşivlerine dahil edebileceği bir ortam oluşmuş olur.

Ortak Bir Alan Adı Yapısı Kullanın
Site genelindeki linklerinizde tek tip bir alan adı kullanın.
Site genelindeki linklerinizde tek tip bir alan adı kullanın.
Sitenizin genelinde sürekli olarak kullanacağınız ortak bir alan adı yapısı belirleyin ve ona sadık kalın. Ben www.siteadi.com türünde alan adı kullanımını tercih ederim ama siz http://siteadi.com türünde (başında www. olmadan) bir alan adı kullanımını tercih edebilirsiniz.
Ayrıca adreslerin sonundaki bölü işaretini (trailing slash) kullanıp kullanmayacağınızı da belirleyin. Arama motorları http://www.siteadi.com/seo ilehttp://www.siteadi.com/seo/ adreslerini iki farklı sayfa olarak algılayabilirler ve bu her iki adresin içeriği de aynı olacağı için arama motorlarının sizi yasaklaması ile karşılaşabilirsiniz. Bu sorunu gidermek için 301 yönlendirmesi kullanabilirsiniz. 301 Redirect (301 Yönlendirmesi) hakkında detaylı bir yazı önümüzdeki günlerde sitemizde yayımlanacaktır.

Sitenizi Dizinlere Kayıt Edin

Sitenizi kaliteli dizinlere ve arama motorlarına kaydettirin.
Eğer siteniz henüz yeni ise ve arama motorları tarafından tamamen arşivlenmemişse, o zaman sitenizi arama motorlarına ve site konunuzla ilgili siteleri içeren dizin sitelerine kaydettirmeniz önerilir. Bu sadece arama motorlarına sitenizi tanıtmakla kalmaz, ayrıca çok miktarda yeni ziyaretçinin de sitenize gelmesini sağlar.
Tamamen güvenmediğiniz kişilere sitenizi kayıt ettirmeleri için güvenmeyin. Bu tip kişi ve kuruluşların pek çoğu link çifltliği (link farm) adı verilen ve üzerlerinde binlerce link barındıran sitelere sizin sitenizi gönderecektir. Arama motorları link çiftliklerini sevmez ve sizin bu gibi sitelere sitenizi kaydettirmeniz durumunda sitenizi yasaklayabilirler. Sadece önemli arama motorlarına ve DMOZ gibi bilinen web dizinlerine güvenin.

Kırık Linkleri Kontrol Edin

Sitenizdeki tüm linklerin çalışan bir sayfaya yönlendirildiğinden emin olun.
Arama motorlarının gönderdiği örümcekleri ana sayfanız üzerinden varolmayan bir sayfaya verilen linkten daha çabuk hiçbir şey durduramaz. Sitenizde çalışmayan bir link olup olmadığını tekrar tekrar kontrol edin ve eğer varsa bu linkleri mümkün olduğu kadar çabuk düzeltin.
Uygun bir 404 hatası sayfası oluşturun ve arama motorlarının ya da ziyaretçilerin bu sayfaya ulaşması durumunda onları yönlendirecek bazı linklerin bu sayfada yer almasını sağlayın.

Benzer Sitelerden Link Alın

Sizinle aynı kategorideki sitelerden backlink alın.
Bu çok önemli bir adımdır ve doğru yapılması için çok zaman gerekecektir. İdeal olarak pek çok sitenin sitenize ve yazılarınıza link vermesini isteyeceksinizdir. Sitenize verilen her link ona verilmiş olan olumlu bir oy olarak algılanır. Sizin sitenizle aynı kullanıcı tabanına sahip diğer sitelerden link almak gerçekten çok önemlidir zira günümüzde arama motorlarının bir sitenin önemini ve popülerliğini belirlemesinde kullandıkları belki de en önemli unsur, sitenize verilen linklerin sayısı ve tutarlılığıdır, zira eğer sizin sitenize pek çok site link veriyorsa, o zaman sitenizin içeriği muhtemelen tanıtılmaya değerdir.
Ne yazık ki bu, uzun, yorucu ve sonu gelmeyen bir görevdir ve bunun sürdürülebilirliğini sağlamak için yapabileceğiniz tek bir şey vardır ki o da: kaliteli içerik. Eğer siteniz üzerinden kaliteli içerik sunarsanız bir süre sonra insanların sizin sitenize link vermeye başladığını göreceksinizdir. Sitenize ne kadar çok site link verirse, sitenizin arama motoru sonuç sayfalarındaki sıralaması da o kadar iyi olacaktır.
Sitenize link almak için hilekar yöntemlere başvurmaktan kaçının. Bu link çiftliklerini de kapsamaktadır. Bu tip şeyler yapmak sitenizin kısa süre içerisinde arama motorlarından kovulmasına yol açacaktır. Kabul edilen link türlerinin başında sitenize verilen link karşılığında sizin, size link veren siteye link vermek zorunda olmadığınız siteler gelmektedir.
Örneğin eğer web ve teknoloji içerikli bir siteniz var ise ve link almak istiyorsanızSEOmium için yazı yazabilir ve karşılığında sitenize geri link alabilirsiniz. Sitemize yazı gönderebilmek için bize seo@seomium.com adresine mail atarak ulaşabilirsiniz.

Uygun Araçları Kullanın

Doğru SEO araçlarını kullanarak siteniz hakkında derinlemesine bilgi alabilirsiniz.
Google Analytics gibi web araçlarını kullanarak sitenize gelen ziyaretçilerin profilini çıkarabilir, onların hangi sayfalarda daha çok zaman geçirdiğini görebilir ve hangi sayfaların popüler olduğunu belirleyebilirsiniz. Bu tip verileri kullanarak sitenizin genelinde ince ayar yapabilirsiniz.
Google Webmaster Araçları’nı da unutmayın. Bu araç sitenize gelen ziyaretçilerin hangi anahtar kelimeleri kullandığını, arama motorunun siteniz üzerinde herhangi bir hataya rastlayıp rastlamadığını belirlemenizi sağlar. Özellikle arama motoru optimizasyonuyaparken bu tip bilgiler sizin için paha biçilmez değere sahiptir.

Black Hat Tekniklerinden Uzak Durun

İçerisinde en ufak bir hile barındıran yöntemlerden bile uzak durun.
Son olarak belki de bu listedeki en önemli maddeyi belirtmek istiyorum. Hile yapmayın, hile yapmaktan sonuna kadar uzak durun. Arama motorları er ya da geç, muhtemelen tahmin ettiğinizden çok daha önce, link çiftlikleri, çapraz linkleme ya da keyword stuffing adı verilen teknikleri kullanan siteleri fark edecek ve sitenizi bir daha veritabanlarına eklememek üzere çıkaracaktır.

Sonuçları Bekleyin
Buraya kadar her şeyi doğru yaptıysanız tek yapmanız gereken şey beklemek, kaliteli içerik oluşturmaya devam etmek ve sıralamanızın yükselmesini izlemek olacaktır. Sabırlı olun, bu tip şeyler bir gecede olmuyor ancak doğru adımları attığınızda kesinlikle sizi memnun eden sonuçlar alacağınızdan şüpheniz olmasın.

Öğrenmeye Devam Edin
Bu listedeki maddeler aslında dağın sadece görünen kısmını oluşturuyor. SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) inanılmaz büyük bir dünyadır. Google’ın 2008 yılı içerisinde arama motoru algoritmasını günde bir kereden daha fazla kez değiştirdiğini biliyor muydunuz? Öğrenmenin sonu yoktur.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS